Türk Dünyasında Dini ve Politik Bir Fenomen Olarak Tanrıcılık = Tengriyanstvo
Prof.Dr. Harun GÜNGÖR'ün
"TÜRK DÜNYASINDA DİNİ VE POLİTİK BİR FENOMEN OLARAK TANRICILIK=TENGRİYANSTVO"
Adlı Makelesinden Alıntılar
Kökeni çok eskilere dayanan Tanrı/Tenri kelimesi bütün Türk topluluklarında tenri, tenre tanri, tener, tiger, teneri, tanara, tenir, tanrı… şeklinde kullanılmaktadır. Bu kelimenin Sümerce Dingir, Çince T’ien kelimesi ile ilişkili olduğunu ifade eden araştırmacılar da vardır.
Türk tanrıcılığının esasını oluşturan Gök Tanrı inancında, yazıtlarda da belirtildiği üzere,

Türk kozmolojik anlayışı üçlü evren yapısına dayanır. Bunlar:
a-Gökyüzü
b-Yer
c-Yer altı
Yazıtlarda yer alan “öd tenri yasar, kişi oglı köp ölügli törümiş” cümlesi ile tanrının sonsuz, insanların ise ölümlü birer varlık oldukları anlatılmaktadır. Ölümden sonra iyilerin ruhları uçup gökyüzüne, kötülerin ruhları karanlıklar dünyası olarak tasavvur edilen yeraltına gidecektir.
Gök tanrı dini Tanrıcılıkta ibadetin esasını tanrıya ve ruhlara takdim edilip sunulan kurbanlar oluşturur. Bu gelenek Hunlardan günümüze kadar devam etmektedir. Kurbanlar bir hayvanın boğazlanması/tığlanması şeklinde olabileceği gibi, onların kırlara salıverilmesi, tanrı veya ruhlara ulaşması için başıboş bırakılması şeklinde de olabilir. Bu tür kurbanlara Iduk, Itık, Allahlık adı verildiği gibi, Itık kurbanı dışında Sahalarda uygulanan kujdaa/ kuydaa adlı bir kurban çeşidi daha vardır. Bu da sadece belli bir sayıyı geçen at sürülerinden bir veya birkaç atın kırlara salıverilmesi ile gerçekleşmektedir.
Gök Tanrı dininde ata ruhlarına hürmet ve tazimden ibaret olan ATALAR KÜLTÜ(Bkz:Kültü Bölümü) de önemlidir. Bu nedenle mezar, mola, kesene, yatır, türbe, dede vb. adlarla andığımız mezarlar ve bunların etrafında oluşmuş olan ziyaret yerleri önemlidir. Bu yerlerin hemen hepsini Snesarev’in ifade ettiği gibi eski tanrıların yerini almış yeni evliya ve erenlerin ikametgâhı olarak düşünmek ve kabul etmek imkânsızdır.
Gök Tanrı dininin ikinci temel unsuru ise yazıtlarda YER-SUB olarak geçen kutsal yerlerdir. Vatanın kutsallığı düşüncesinin de kaynağı olarak kabul edilen yer-suların ne olduğu; mahiyetleri, nitelik ve nicelikleri neleri kapsadıkları üzerinde birçok görüş ortaya atılmış, son tahlilde ıduk/kutsal sıfatına sahip olan yer-suların Türk vatanının koruyan ruhlar olduğu ifade edilmiştir.
Gök Tanrı dinini, temelini ruhlarla ilişkinin oluşturduğu Şamanizmle özdeşleştirmek mümkün değildir. Eliade’a göre Şamanizm, en eski vecd tekniklerinden biridir. Bu teknik, bizim ruhlarla ilişkimizi sağlama için başvurulan bir tekniktir. Türklerin inanç sistemlerinin temelini Tanrıcılığın oluşturduğunu ifade eden Hamayon’a göre ise Şamanizm, en basit ifade ile “al gülüm ver gülüm” esasına dayalı, ruhlarla bir ilişki yumağı olup KESİNLİKLE BİR DİN DEĞİLDİR.
Tanrıcılık ideolojisinin gelişmesi Avrasya halkları arasında heyecan uyandırıp konu ile ilgili milletlerarası bilimsel kongreler düzenlenirken bu hareket hem teolojik, hem bilimsel hem de politik anlamda Türkiye’de hemen hiç etki uyandırmadı. Hiç şüphesiz Türkiye’deki bu ilgisizlikte Bernard Lewis’in anlatımı ile Türklerin mili kimliklerini İslam’a gömüp, milli tarih ve dillerine sırt çevirmiş olmalarının etkisi büyüktür.
Tamamı : Makaleyi İndir
Araştırmaların Detayları İçin : Wilhelm Radloff'u araştırınız.
Resim : İ Çoyon Ömüralı Uulu’nun kaleme aldığı "Tenircilik" kitabının kapağı. Kapağın ortasındaki Türk kaya resmi, "Gök, yer ve ikisinin arasında insan"ı betimlemektedir.
Türk Dünyasında Dini ve Politik Bir Fenomen Olarak Tanrıcılık = Tengriyanstvo
Reviewed by Bilig Bitig
on
Cumartesi, Kasım 22, 2014
Rating:

Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme